Erken Yaşta Öğrenebilsek “Fikirleri Düşünmek ve Duyguları Hissetmek”

Domido Sanat > Blog > Genel > Erken Yaşta Öğrenebilsek “Fikirleri Düşünmek ve Duyguları Hissetmek”

Doç.Dr. Fulya Düvenci Karakoç

Erken Yaşta Öğrenebilsek

Fikirleri Düşünmek ve Duyguları Hissetmek

Birbirini anlayamayan, dinleyemeyen, hatta kendini dinleyemediği için anlayamayan insanlar haline geldik.

Oysa beraber olmak birbirini anlamayı, o da dinleyebilmeyi gerektirir. Bunu yapabilmek de kendinden başlar.

“Ben ne düşünüyorum”, “sen ne düşünüyorsun”, “toplum ne düşünüyor”ları fark edebilmek sandığımızdan daha fazla gayret gerektiriyor.

Duygu ve düşüncelerimizin önce kendimiz farkına varmalı, sonra doğru biçimde paylaşabilmeli ve başkalarınınkileri davranışımıza girdi olarak kullanmakta doğru değerlendirebilmeliyiz. Bunun yanı sıra duygu ve düşüncelerimiz arasındaki bağlantıyı farkedebilmek de son derece önemli. Bunlar sosyal düşünme becerimizle oluşur ve iletişimimizi sağlıklı hale getirmede rol oynar.

Öyleyse çocukların erken yaşta bunu öğrenmesini sağlayacak birşeyler yapmamız gerekir. Social Thinking yaklaşımı tam burada devreye girer. Hikayeler, duygu ve düşüncelerimizi farketmeyi, başkalarınınkileri de görebilmeyi, gözle düşünebilmeyi, gözle düşünüleni farkedebilmeyi, bedeninle dinleyebilmeyi, gruba uyumlu olmak için plana uymayı öğrenmeyi sağlayacak biçimde kurgulanmış.

Bu kurguyu hikaye zamanını başlangıcı ve bitişi hissedilir şekilde uygulayan, görsellerle durumu somutlaştıran, etkinliklerle pekiştiren bir oturumda yaşattığımızda kazanım en yüksek seviyeye ulaşıyor.

Bizce, kendimizi ve birbirimizi daha iyi anlamak için denemeye değer…

Social Thinking tamamen duygu ve düşüncelerimize dayalı bir yöntem. İlk hikayemiz “Fikirleri Düşünmek, Duyguları Hissetmek” adını taşıyor. Karakterlerimiz Evan, Ellie, Jesse ve Molly. Bu dört çocuk sosyal düşünmeyi öğrenmemiz için pek çok maceralar yaşayacaklar.

Siz de evde yöntemi desteklemek için çocuğunuzun düşüncelerini farketmesinin peşine düşebilirsiniz. Bir yorumda bulunduğunda, fikrini farketmesini sağlayacak şekilde durumu somutlaştırmayı deneyebilirsiniz. Örneğin, beklenmedik birşey yaptığınızda bununla ilgili bir tepki verdiğinde ve “Çok aptalca” dediğini duyduğunuzda, “Bir fikrin var! Ayakkabılarımı elime aldım, bu biraz aptalca. Sen benim yaptığımın

aptalca olduğunu düşündün.” Buradaki incelik sadece sıradışı durumlar için kullanıyor olmamız. Sıradan durumlar için ise, daha sade bir  yaklaşım daha uygun olacaktır. “Muzu çok severim. Şimdi bir muz yemeyi düşünüyorum.”, “Yemek vakti yaklaşıyor, yemek hazırlamayı düşünüyorum.”, “Sana kitap okumayı düşünüyorum.

” gibi kendi düşüncemizi ortaya koyan ifadelerimiz O’nun da düşünceleri farketmesini sağlayacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir